Başarı Hikayeleri: İnsan Kaynakları Danışmanı Aysu Eren ile Röportaj

Ekran Alıntısı

Sinem Şahinkaya: Merhaba sevgili seyirciler! Başarı Hikayeleri programımıza hoş geldiniz. Bugünkü konuğumuz İnsan Kaynakları Danışmanı Aysu Eren. Aysu Hanım, programımıza hoş geldiniz!

Aysu Eren: Merhaba, hoş bulduk!

Sinem Şahinkaya: Nasılsınız?

Aysu Eren: Teşekkür ederim, iyiyim. Siz nasılsınız?

Sinem Şahinkaya: Ben de iyiyim, çok teşekkürler. Öncelikle, biraz kendinizi tanıtarak başlayabilir misiniz?

Aysu Eren: Tabii ki. Yaklaşık 15 senedir insan kaynakları profesyoneli olarak çalışıyorum. Bunun 12 yılı aşkın kısmı kurumsal firmalarda geçti. Son 3 yıldır ise kendi danışmanlık işimi yürütüyorum.

Sinem Şahinkaya: Harika! Peki, insan kaynakları alanında çalışmaya nasıl başladınız ve bu sektörü seçmenizdeki nedenler nelerdi?

Aysu Eren: İnsan kaynakları alanında çalışmayı seçmemin temel nedeni, ülkemizde bu mesleğin yeterince anlaşılamadığına inanıyor olmam. İnsan kaynaklarının ana görevi, işveren ile çalışan arasında bir köprü kurmak. Ancak, ne yazık ki çoğu kişi insan kaynaklarını yalnızca işe alım süreçleriyle sınırlı bir alan olarak görüyor.

Sinem Şahinkaya: Sizce işe alım süreçlerinde nelere dikkat edilmeli?

Aysu Eren: İşe alım aslında bir kadronun açılmasına bağlı olarak gelişiyor; ya firma büyüyordur ya da bir çalışan işten ayrılıyordur. Ancak, çalışan bir işten ayrıldıysa bunun temel nedenini tespit etmek çok önemli. Ücret, iş yükü veya kariyer gelişimi eksikliği gibi faktörler olabilir. Eğer bu temel sorun çözülmezse, yerine alınan kişi de benzer şekilde ayrılabilir.

Sinem Şahinkaya: İnsan kaynaklarına işverenlerin bakış açısı nasıl?

Aysu Eren: Maalesef ülkemizde insan kaynakları genelde bir maliyet kalemi olarak görülüyor. Eğitim masrafları, çalışanların yetiştirilmesi ve ekiplerin yeniden organize edilmesi işverene maliyetli görünebiliyor. Ancak bir çalışanın kaybı, firmaya çok daha büyük zararlar verebiliyor.

Sinem Şahinkaya: Uzun süreli çalışanların kaybını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Aysu Eren: Bu kayıplar firmalar için büyük bir bilgi ve deneyim kaybı demektir. Kemik kadro dediğimiz, firmanın geçmişine dair bilgileri saklayan çalışanlar çok değerlidir. Onların kaybını yeni bir çalışanla telafi etmek neredeyse imkânsızdır.

Sinem Şahinkaya: Eğitim ve gelişim süreçleri hakkında ne düşünüyorsunuz?

Aysu Eren: Çalışanların meslekleriyle ilgili kendilerini geliştirebileceği eğitimler sunulmalı. Bu eğitimler, çalışanların şirkete bağlılığını artırır. Ancak, bu süreçlerde işverenle çalışan arasında bir protokol hazırlanmalı. Örneğin, alınan eğitimin şirket için belirli bir süre kullanılacağına dair bir anlaşma yapılabilir.

Sinem Şahinkaya: Peki, sizin insan kaynakları alanındaki hedefleriniz neler?

Aysu Eren: İnsan kaynaklarının temelinin, işe alımdan işten çıkış sürecine kadar doğru bir şekilde yönetilmesi gerektiğine inanıyorum. Doğru bir ücretlendirme politikası, kariyer yönetimi ve eğitim desteğiyle işten ayrılmaların önlenebileceğini düşünüyorum.

Sinem Şahinkaya: Sizi diğer insan kaynakları danışmanlarından ayıran özellikleriniz nelerdir?

Aysu Eren: Kurumsal ve uluslararası deneyimim, müşterilerime farklı bir bakış açısı sunuyor. Kurumsallaşmak isteyen firmalarla çalışarak görev tanımlarını oluşturuyor ve mevcut kaynakları etkin şekilde kullanarak firmalara katkı sağlıyorum.

Sinem Şahinkaya: Son olarak, insan kaynakları alanında çalışmak isteyenlere veya bu meslekte olanlara ne gibi tavsiyelerde bulunmak istersiniz?

Aysu Eren: İnsan kaynakları çok keyifli bir meslek. Ancak detaylara fazla boğulmadan, büyük resme odaklanmayı öğrenmek gerekiyor. Bu yaklaşım yalnızca insan kaynaklarında değil, tüm mesleklerde önemlidir.

Sinem Şahinkaya: Aysu Hanım, değerli paylaşımlarınız için çok teşekkür ederiz.

Aysu Eren: Ben teşekkür ederim.

Sinem Şahinkaya: Sevgili seyirciler, bir Başarı Hikayeleri programının daha sonuna geldik. Bugünkü konuğumuz Aysu Eren’di. Bir sonraki programda görüşmek üzere!

Exit mobile version