Türkiye’nin son günlerde hem siyasi hem de ekonomik gündemini meşgul eden CHP Kurultayı’nın iptali davası, Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kararıyla sonuçlandı. Mahkeme, eski Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş tarafından açılan davayı “konusuz kalma” ve “aktif husumet yokluğu” gerekçesiyle reddetti.
Bu kararın ardından finans piyasalarında adeta bahar havası esti. Kararın açıklanmasıyla birlikte Borsa İstanbul (BIST 100) endeksi sert bir yükseliş yaşadı. Gün içinde %4’ün üzerinde değer kazanan endeks, günü 11.134 puan seviyesinde tamamladı. Bu rakam, son dönemin en güçlü kapanışlarından biri olarak kayıtlara geçti.
Uzmanlara göre, mahkeme kararıyla birlikte siyasi belirsizliğin ortadan kalkması, yatırımcı güvenini artıran en önemli etken oldu. Yabancı yatırımcıların yeniden Türkiye piyasalarına ilgi göstermeye başladığı da gözlendi.
Borsadaki yükselişin en çok etkilediği sektör bankacılık oldu. Bankacılık endeksi, 14.079 puandan 14.512 puana çıkarak %3’ün üzerinde artış kaydetti. Enerji ve sanayi hisselerinde de benzer bir ivme görüldü.
Kararın açıklanmasının ardından döviz cephesinde de dikkat çekici hareketlilik yaşandı. Dolar/TL kuru 42,05’ten 41,98’e, Euro/TL ise 48,85’ten 48,78’e geriledi. Analistler, bu düşüşü “piyasaların siyasi istikrarı fiyatlaması” olarak yorumladı.
Ekonomistler, mahkemenin ret kararının ardından piyasalarda “rahatlama etkisi” oluştuğunu belirtiyor. Özellikle son aylarda siyasi tartışmalar nedeniyle dalgalı seyreden borsanın, bu kararla birlikte yeniden pozitif bir trende girdiği değerlendiriliyor.
Finans çevrelerinde yapılan yorumlara göre, Borsa İstanbul’daki yükselişin kısa vadede devam etmesi bekleniyor. Bankacılık, enerji, sanayi ve teknoloji hisselerinde “alım dalgası” yaşanabileceği ifade ediliyor.
Karar sonrası CHP cephesinden yapılan açıklamada ise, “Mahkemenin verdiği karar, siyasi tezgâhların çöktüğünün en açık göstergesidir. Delegelerin iradesi yargı önünde tescil edilmiştir.” ifadeleri yer aldı. Bu açıklama, hem siyasi çevrelerde hem de ekonomi dünyasında olumlu yankı buldu.
Siyasi istikrarın ekonomiye olan yansımasının net biçimde görüldüğü bu gelişme, Türkiye piyasalarında “güven ortamının yeniden oluştuğu” mesajı olarak değerlendirildi.
Uzmanlara göre, bu karar sadece bir siyasi sonuç değil, aynı zamanda ekonomide yeni bir güven döneminin başlangıcı olabilir.
