İLETİŞİM DANIŞMANI SEDA KOÇALİ BÜYÜKLÜ KİMDİR?

0c155f35-0faf-4fe8-b72c-4a5fdb84e9fa

 

“Kariyer Hayatım İletişim Dünyasında Geçen Bir Masal”

 

Masalın sonu nasıl biter bilemiyorum ama Alice’in geçtiği kapılar gibi ben de her yeni işte bambaşka dünyalarla buluştuğum, bazen bir peri gibi yol gösteren üstadların ışığıyla yürüdüğüm bazense alev saçan ejdarhalar gibi yoluma taş koyan iş arkadaşlarıyla mücadele ettiğim 20 senelik bir macera yaşadım diyebiliriz.

 

 

Kendime bugüne kadar İletişim Danışmanı kimliğini uygun görmüşümdür, şimdi ise Yazar kimliğiyle anılmak için gün sayıyorum. Fantastik romantik türünde yazdığım kitabım için yayın evleriyle görüşmeye başladım ve okuyucularla buluşma ve yorumlarını alma fikri, doğan her güne keyifle başlamam için bir sebep oluyor.

Kariyer hayatıma bakacak olursak Boğaziçi Üniversitesi Felsefe Bölümü’nü bitiren pek çok öğrenci gibi tam olarak ne yapacağını bilmez bir yeni mezunken en azından tek bildiği şeyi yani öğren- muhakeme et- yeni fikir yarat kavramlarını kullanabileceğim Halkla İlişkiler sektörüne girdim. Müşteri temsilcisi olarak başladığım kariyerimde beş senenin sonunda hem bir çocuk annesi hem de Medya Direktörü olmuştum. İkinci beş yıllık dönemde ise ikinci çocuğum dünyaya gelmiş, bir de çok değerli bir iletişimci arkadaşımla ONTO İletişim Danışmanlık Ajansımızı açmıştık.

Yedi sene hem ulusal hem de uluslararası onlarca firmanın iletişim danışmanlığını yaptıktan sonra ajansımızı kapattık ve pandemi girdi hayatımıza. Pandemi ne yazık ki benim için acı kayıpların yaşandığı bir yıl oldu. Bu tip acılar yaşayanların iyi bileceği gibi ilk zamanların şokunu kazasız belasız atlatsanız bile hayata tutunmak için yaşantınızda bazı taşların yerini oynatmanız gerekir ve ben de yeniden iş hayatına dönmeye karar verdim. İyi ki de bu kararı vermişim. Şu an Galatasaraylılar Derneği’nde Etkinlik ve İletişim Koordinatörlüğü yapıyorum.

 

 

“Öğrenmeye Açlığını Kaybetmeyen Yeni Dünyada Cehaletten Uzak Kalabilir”

Şu an hala kendimize İletişim Danışmanıyız deme lüksümüzün olduğu zamanlardayız belki. Ama inanın bu çok yakında ağzınızdan çıkarken iki kere düşünmeniz gereken bir sıfat olacak zira her gün teknolojiyle birlikte evrilen bir iş alanı “iletişim” dediğimiz sektör. Özellikle pazarlama iletişimi sanal ve arttırılmış gerçeklik olgusuyla çok uzak değil önümüzdeki beş yıl içinde bambaşka bir dünyaya açılmak zorunda bırakacak hepimizi. Belki sensörlerle donatılmış vücudunuzdan veri alarak belirlenecek size gösterilen reklamlar veya avatarınız sizin için sanal dünyada alışveriş yapıp toplantılara katılacak. Ez cümle, bu yeni dünyadan kopmamak için hepimizin ama özellikle biz iletişimcilerin öğrenmeye olan açlığını korumaya devam etmesi gerekiyor. Sanırım öğrenmekten korkmamayı, bilakis onunla taçlanmış hissetmenin tohumlarını Felsefe okurken atmışlar topraklarımıza. Ne mutlu bana!

 

Exit mobile version