ABD’nin eski Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) tarafından düzenlenen “Suriye’nin Geleceği: Türkiye ve ABD Perspektifi” başlıklı panelde değerlendirmeler yaptı.
Jeffrey, Suriye’nin bütün dünya için olağanüstü ciddi ve tehlikeli bir konu olduğunu belirterek “Şu anda Ortadoğu’da yaşanan en ciddi çatışma. İran, Rusya, ABD, Türkiye ve en azından hava kuvvetleriyle İsrail, Suriye konusuna dahil bulunmakta.” değerlendirmesinde bulundu.
Jeffrey, Suriye’de 12 milyon insanın yerinden edildiğini, bu insanların yaklaşık yarısının yaşadığı Türkiye’nin çok büyük çaba gösterdiğini belirterek, yaşananların insani bir felaket olduğunu ve küresel anlamda da bir sıkıntıya yol açtığını ifade etti.
“TÜRKİYE OLMADAN ÇÖZÜM OLMAZ”
Türkiye’nin güvenlik sorunları nedeniyle bölgeden ayrılmak istemediğini kaydeden Jeffrey, “Türkiye sınırı boyunca kendini savunmak durumunda kalıyor. PKK meselesi çok ciddi bir mesele. Türkiye’de 3 milyondan fazla mülteci var ve İdlib’de şu an 3 milyon kişi bulunuyor.” şeklinde konuştu.
Meselenin çok boyutlu olarak ele alınarak çözümün tüm taraflara fayda sağlaması gerektiğini ifade eden Jeffrey,“Türkiye olmaksızın Suriye de bir çözüm olamaz. Bu da ABD ile Türkiye’nin iş birliğini zorunlu hale getiriyor.” dedi.
“2018’DEN BERİ DURUMDA DEĞİŞİKLİK YOK”
Suriye’deki mevcut durumu değerlendiren Jeffrey, “3 yıldır aslında donmuş bir çatışma var. Sahada aslında çok fazla bir değişiklik yok. Ne yazık ki trajik olarak birkaç ay önce birtakım problemler oldu. İran, Rusya taraftarı gruplar sahada birtakım çatışmalar yarattılar. Ama onun dışında 2018’den beri Türkiye’nin yaptığı bir harekat sonrasında durumda bir değişiklik yok.” yorumunda bulundu.
“ESAD ÜLKEYİ YENİDEN YAPILANDIRMAYA KARŞI”
Bölgede yer alan aktörlerin durumlarını değerlendiren Jeffrey, “Esad basitçe hayatta kalmaya çalışıyor. Hiçbir şekilde anlaşmaya varmıyor. Ülkesine insanların geri dönmesini sağlayacak, paranın akmasını sağlayacak önerileri kabul etmiyor. Yönetimde kalmak tek istediği şey. Yıkıntının yöneticisi olmayı tercih ediyor. Ülkeyi yeniden yapılandırmaya karşı.” dedi.
Rusya’nın Suriye ve bölge üzerinde çok ciddi iddiaları ve istekleri olduğunu aktaran Jeffrey, bu eğilimin önemli zararlara neden olabileceğini kaydederek, “Rusya ise daha önce düşündüğü şekilde ekonomik olarak batmış bir yapıdan faydalanmak istiyor. Orada kendi ordusunun birtakım güçlerini oluşturmak istiyor. Kendisine dost bir yönetimle orada var olmak istiyor.” değerlendirmesinde bulundu.
İran’ın Suriye üzerindeki hedeflerinden de anlatan Jeffrey, Tahran yönetiminin Batı sistemine karşı olarak bölgede baskın bir güç olmak isteğine vurgu yaparak Suriye sorununun çözülmemesinin İran’ın bölgedeki şansını artırdığını belirtti.
“İRAN İKİNCİ BİR LÜBNAN YARATMAK İSTİYOR”
ABD’nin ise meseleyi 3 farklı seviyede ele aldığını kaydeden Jeffrey, İran ve Rusya’nın yaptığı savaş suçlarının, kimyasal silah kullanımlarının ve güvenlik sisteminin altüst edilmesinin en üst noktadaki alarm seviyesi olduğunu kaydetti.
Bir sonraki seviyenin mevcut insani kriz olduğunu belirten Jeffrey, son olarak İran’ın Suriye’de ikinci bir Lübnan yaratmaya çalıştığına dikkat çekerek, “Lübnan yıkılmış bir devlet. Bir kukla tarafından yönlendiriliyor. Bunun Suriye’de olmasını istiyorlar.” dedi.
“ESAD TERÖRİSTLERİ TEŞVİK EDİYOR”
Suriye rejimi cephesindeki gelişmeleri kaydeden Jeffrey, “Suriye’de DEAŞ’ın öldürdüğü askerler söz konusu. Çünkü Esad bu teröristleri teşvik ediyor, zemin hazırlıyor. Suriye yönetimi uyuşturucu ticaretini de finanse ediyor. Bu şekilde kendi askeri kuvvetlerini finansmanını sağlıyor. Ekonomik olarak üstünlük kazanmaya çalışıyor.” ifadelerini kullandı.
ABD’nin Suriye politikasının bir önceki yönetimine kıyasla çok fazla değişmediğini, eski ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin 6 yıl önce yapmaya çalıştıklarının devam ettiğini gözlemlediğini kaydeden Jeffrey, “ABD şu anda kayıt altında açık bir şekilde Suriye politikasını ifade etmiş değil. Benim yönetime naçizane tavsiyem bence bu bölge politikası açık bir şekilde ifade edilmelidir ki diğer tüm ülkeler de pozisyon alabilsinler.” dedi.