Eresin, turizm sektöründeki son gelişmelere ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, geçen yıl salgından en fazla etkilenen sektörün turizm olduğunu belirterek, bu yılın da geçen yıldan pek farklı olmadığını söyledi.
Bu yılın ilk 6 ayında 2020’den daha zor bir yıl geçirdiklerini, sadece açık olan otellerde mayıs ayı doluluk oranlarının İstanbul’da yüzde 22,8, Antalya’da yüzde 31, Türkiye ortalamasının ise yüzde 25 olduğunu ifade eden Eresin, kapalı oteller de ortalamaya dahil edildiğinde dolulukların tek haneye düştüğünü bildirdi.
Eresin, Türkiye’de ve tüm dünyada tatil ve seyahat talebine ilginin her geçen gün arttığını aktararak, her an iptal edilen uçak seferleri, sınırlarda sürekli değişiklik gösteren test ve PCR uygulamaları, değişken vize koşulları gibi şartlar tam olarak düzelmediği takdirde turizm ve seyahat alanında bir istikrardan bahsetmenin mümkün olamayacağını vurguladı.
“Aşılamanın çok hızlanması sevindirici ve moral verici bir gelişme oldu”
Müberra Eresin, büyük pazarlardan olumlu haber gelmesini umut ettiklerini belirterek, “Almanya’nın kısmen, Rusya’nın ise şimdilik tamamen açılmasının etkilerinin resort olarak adlandırdığımız sahil bölgelerimizde etkilerinin ancak 1 ay sonra görülmesini bekliyoruz. Rusya pazarının açılması sektör için elbette çok olumlu bir gelişme olmuştur. Zira özellikle güney sahillerimiz açısından beklenen bir haberdi.” diye konuştu.
Aşılamanın çok hızlanmasının hem Türkiye hem de sektör adına sevindirici ve moral verici bir gelişme olduğunu ifade eden Eresin, bu olumlu gelişmelerin sektöre de pozitif etkilerini kısa süre içerisinde beklediklerini kaydetti.
Eresin, şehir otelleri olarak her zaman misafir ağırlamaya hazır olduklarını vurgulayarak, Rusya pazarının açılmasıyla ilk işaretlerin kıyı bölgeler için olumlu olsa da şu anda sektördeki durumun beklentilerin çok altında olduğunu, şehir otellerinin de talep kısmında sıkıntısı bulunduğunu anlattı.
Özellikle şehir otelleri için çok önemli olan toplantılar, konferanslar, fuarlar gibi etkinlikleri kapsayan MICE turizminde, iş seyahatlerine yönelik konaklamalarda bu yılın son aylarına kadar herhangi bir hareketlenme beklemediklerini aktaran Eresin, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Son dakika gelişmeleri, bu yılı belirleyecek en önemli unsur olarak öne çıkıyor. Bu hem yerli hem yabancı turist için geçerli. Bazı tatil beldelerinde mevsimsel koşullar nedeniyle az da olsa yaşanan turizmdeki hareketlenmenin tüm ülkenin yansıması olduğunu söyleyemeyiz. Bu yıl sonu itibarıyla 2019 yılı rakamlarına ulaşmamızı mümkün görmüyoruz. 2021’in ikinci yarısından itibaren yükselme beklentimiz Eylül 2021 olarak revize edildi ve işlerin o tarihte yeniden yavaş yavaş başlaması ümidimizi koruyoruz.
Bu ümidimizin gerçekleşmesi için de mutlaka ve mutlaka aşılama programının tamamlanması, uluslararası hava trafiğinin ve tüm sınırların açılması şart. Turizm sektörü, 7-8 ay daha destek alabilirse 2022 yılından itibaren takip eden 2-3 yılda tüm kayıpları kapatıp üzerine çıkacaktır ve Türkiye ekonomisine eskiden olduğu gibi en büyük desteği verecektir. 2022 ve en geç 2023’ün, sektör açısından normale dönme ve 2019 yılını yakalama ihtimali olmasını hedefliyoruz.”
Vaka sayılarının azalması ve kısıtlamaların kalkmasıyla kıyı bölgelere daha fazla talep olacağını ifade eden Eresin, “Özellikle Antalya, Muğla, İzmir, Aydın, Çanakkale ve Balıkesir sahillerimizin yaz döneminde öne çıkmasını bekliyoruz.” dedi.
“Açık büfeler kontrollü olarak sunulmaya başlandı”
TÜROB Başkanı Eresin, aşılanmanın hızlanmasının hem Türkiye hem sektör için çok sevindirici olduğunu, sektöre pozitif etkisi olacağını belirterek, “Nisan ayında başlayan çalışmalarla sektör çalışanlarının büyük bölümü aşılanmıştı. Ancak butik ve küçük otellerde çalışanlar bu imkandan faydalanamamıştı. Tüm SGK’lilerin ve 18 yaş üzeri tüm vatandaşların aşılama programına alınması çok olumlu ve sevindirici oldu.” diye konuştu.
Yeni normal olarak adlandırılan bu süreçte otellerdeki yemek, büfe ve servis sunuş şekillerinin de değiştiğini aktaran Eresin, “Açık büfeler kontrollü olarak sunulmaya başlandı. Uygulamanın tüketicide oluşan hijyen hassasiyeti nedeniyle salgın sonrasında da kontrollü olarak sürmesini bekliyoruz.” dedi.
Turizmciler desteklerin devam etmesini istiyor
Müberra Eresin, özellikle şehir otelleri kısmında turizme yönelik beklentilerde henüz olumlu bir gelişme olmadığı dikkate alınarak gerek kısa çalışma ödeneği gerekse nakdi ücret desteğinin yıl sonuna kadar uzatılmasının sektör çalışanlarına moral olacağını ve işverenlere rahat bir nefes aldıracağını ancak yıl sonu olamıyorsa bile bu dönem için en azından Eylül 2021’e kadar bu desteklerin turizme özel uzatılmasının kendileri için hayati önem taşıdığını vurguladı.
Konaklamada KDV oranlarında indirimin temmuz ayı sonuna kadar uzatılmasından memnuniyet duyduklarını aktaran Eresin, bu desteğin de yıl sonuna kadar veya en azından Eylül 2021’e kadar uzatılmasını talep ettiklerini bildirdi.
Eresin, en önemli beklentilerinden birinin de işletmelerin yaşadığı likidite problemine bir çözüm yolu açılabilmesi olduğuna işaret ederek, “Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında düzenlenen toplantıda da dile getirdiğimiz şekilde sektörümüzün banka borç ve kredilerinin yeniden yapılandırılması ve finansal sorunların çözümüne yönelik önerimiz, Kültür ve Turizm Bakanlığı işletme belgeli tesisler için Bakanlık koordinasyonunda, belediye belgeli tesisler için ise Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) koordinasyonunda turizm sektörü ile Türkiye Bankalar Birliği arasında Finansal Çerçeve Anlaşması imzalanabilmesidir.” şeklinde konuştu.