Türkiye’de sanat camiası, son günlerde gerçekleştirilen operasyonlara karşı tek ses oldu. Birçok sanatçı sendikası ve kültür kuruluşu, ortak bir bildiri yayımlayarak “Bu operasyonların ne hukuki ne de insani bir dayanağı vardır” açıklamasında bulundu.
Sanatçılar, yapılan müdahaleleri demokratik değerlere ve ifade özgürlüğüne yönelik bir tehdit olarak nitelendirdi. Açıklamada, sanatın ve sanatçının özgürlük alanına dokunmanın toplumsal barışı zedeleyeceği vurgulandı. Sendikalar, “Geçerli hiçbir gerekçe sunulmadan yapılan bu gözaltılar ve baskılar kabul edilemez” ifadelerine yer verdi.
Ortak bildiride, sanatçıların yıllardır üretimle, dayanışmayla ve özgür düşünceyle var olduğuna dikkat çekilerek şu ifadelere yer verildi:
“Sanat, toplumun vicdanıdır. Sanatçılar, bir ülkenin özgür sesidir. Bu sese yönelik her müdahale, sadece sanatçıyı değil, halkın kendini ifade etme hakkını da hedef almaktadır.”
Sendikalar, özellikle kültür-sanat alanında faaliyet gösteren kurumlara yönelik artan baskıların, ifade özgürlüğünü daraltma girişimi olarak görüldüğünü belirtti. Açıklamada, devletin görevinin sanatı ve sanatçıyı korumak olduğu hatırlatılarak, “Bir ülkenin gelişmişliği, sanatçısına gösterdiği saygıyla ölçülür” denildi.
Sanatçı örgütleri, kamuoyuna ve yetkililere de çağrıda bulundu: “Tüm toplumsal kesimleri hukukun üstünlüğüne, adalet duygusuna ve demokratik değerlere sahip çıkmaya davet ediyoruz. Hiçbir baskı, sanatın özgür ruhunu susturamayacak.”
Sosyal medyada da büyük yankı uyandıran bu tepki, binlerce sanatsever ve vatandaş tarafından desteklendi. Kullanıcılar, “Sanata dokunma”, “Özgür sanat susturulamaz” ve “Adalet istiyoruz” mesajlarıyla dayanışma çağrısı yaptı.
Sanatçı sendikalarının bu kararlı çıkışı, kültür dünyasında bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. Uzmanlar, bu açıklamanın sadece bir tepki değil, aynı zamanda sanatın toplumsal vicdandaki gücünün yeniden hatırlatılması olduğunu ifade ediyor.