Duygu Erdoğan – Bu yılı kuraklık tehdidi altında geçiren Türkiye’de, tüketilen suyun yüzde 70’inden fazlası tarımsal üretimde kullanılıyor. Bu nedenle tarım alanlarında suyun modern sistemlerle kullanılması konusunda yapılan çalışmalar artırılıyor ancak buna rağmen ‘vahşi sulama’ oranı halen çok yüksek. Bu ortamda teknolojiyi tarıma entegre eden ve yerli mühendislik gücünü kullanan API Group iştiraki Konsept Tarım, suyun her damlasını takip edecek sistemlerle büyümeye devam ediyor. Manisa bölgesinde 7.5 milyon metrekaresi ceviz olmak üzere 10 milyon metrekare dikili alanı olan Konsept Tarım, aynı zamanda Türkiye’nin en büyük ceviz işleme fabrikasını yaptı. API Group CEO’su Alper Apaydın, yerli ceviz üretimi ve cevizin yerli kaynaklarla işlenmesi konusunda önemli çalışmalar yaptıklarını anlattı.
Tarımın geleceğinin su kaynaklarının kullanımına bağlı olduğu bilinciyle tarım alanlarında özellikle suyun tasarruflu kullanımına ilişkin hareket ettiklerini vurgulayan Apaydın, “Tarımın verimli ve sürdürülebilir olması için teknolojinin kullanımı şart. Araziyi hazırlarken kullandığımız GPS teknolojisi suyun akım yönünü ayarlamamızı sağlıyor. Sulama sistemlerinin ekim alanına göre ayarlanması, gübreleme sistemlerinin dijital olarak takip edilmesi verimlilik getiriyor. Su tasarrufunu aynı zamanda su hasadı yaparak yani yağmur suyunu biriktirerek sağlıyoruz” dedi.
Otla doğal mücadele
Şirketin Türkiye dışında İspanya’da normal ve organik badem bahçeleri, ceviz bahçeleri ve aynı zamanda Bosna’da donmuş gıda ve donmuş patates fabrikası yatırımları bulunuyor. Arazilerinde ‘agroforestry’ modelini uyguladıklarını anlatan Apaydın, bu sayede doğal bir denge kurduklarını belirtti. Alper Apaydın, modeli şöyle anlattı:
“Manisa bölgesindeki en büyük küçükbaş hayvancılık tesislerinden birini kurduk. Tam ceviz arazilerimizin olduğu yerin ortasında, Yeşilyurt bölgesinde. Ceviz ağaçları belli bir yaşa geldikten sonra ağaçların gövdeleri belli bir kalınlığa ulaşıyor; sonra buradaki hayvanları bahçelerimizde otlatıyoruz. Bu şekilde hayvanlar bahçelerdeki otları yiyor, biz de otla mücadele ilacını mümkün olduğunca kullanmamış oluyoruz. Hayvanlar da doğal yem yemiş oluyor, yem maliyeti azalıyor, toprağa organik gübre sağlıyoruz. Aynı zamanda badem ağaçlarımızın yanında arılarımız var. Sürdürülebilir bir model var.”
‘Güzel Köyden’ Türkiye’ye yayılıyor
Türkiye’de tüketilen ceviz ve bademin yaklaşık yüzde 70-80’i ithal. Bu nedenle ürünlerde üretimi artırma çalışmaları devam ediyor. Pandemi döneminde tüm dünyanın gıdada stok tutma eğiliminin yükseldiğini anlatan Apaydın, bu kapsamda ‘süper gıda’ olarak kabul edilen kuruyemişlerle yeni markalaşma çalışmalarının da olacağını anlattı. ‘Güzel Köyden’ markalarıyla ambalajlı olarak yerli üretimlerini piyasaya sürdüklerini de hatırlatan Apaydın, “Gerçek anlamda tüm üretimimiz yerli olduğu gibi, mühendislik teknolojilerinde de yerlilik bizim için çok değerli. Türkiye tarımı ve köylüsü için Güzel Köyden markamızla güçlenmeye devam edeceğiz. Paketli ürünlerimiz Türkiye’de 250 satış noktasına ulaştı, daha da artacak” bilgisini verdi.
Çiftçilere eğitim
Alper Apaydın, aynı zamanda yerli ürünün sürdürülebilir geleceği için fidan üretimini de yaptıklarını vurgularken, bölge halkına istihdam sağlayarak, birlikte önemli çalışmalar yaptıklarına dikkat çekti. Apaydın, “Çiftçilerimize gübreleme, ilaçlama ve sulama ile alakalı konularda belirli dönemlerde ziraat mühendisleri ile eğitimler veriyoruz. Bahçelerimizde bölgenin çiftçilerine istihdam sağlıyoruz” dedi.