Antalya’da yürütülen rüşvet ve yolsuzluk soruşturması, kent siyaseti ve kamuoyunda yeni bir dönemeçte yer alıyor. Soruşturmanın odağındaki eski Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkanı Muhittin Böcek’in, üst düzey bir iddiaya göre etkin pişmanlık başvurusunda bulunduğu öne sürüldü.
Bugüne kadar hakemlikten ihaleye, döviz bürosundan kuyumcuya kadar uzanan geniş kapsamlı fiillerin araştırıldığı dosyada, kilit şüphelilerin etkin pişmanlıktan faydalanmak için başvuruda bulundukları ortaya çıkmıştı. Bu kapsamda, Böcek’in yakın çevresi ve kadrolarındaki bazı isimlerin, soruşturma makamlarına ifade vererek “yük olmuş yaşamsal bilgiler” sunduğu ve karşılığında hafifletilmiş yaptırım beklentisi içinde olduğu konuşuluyor.
İddialara göre Böcek, mahkeme öncesi süreçte müfettişlerle yapılan görüşmelerde “verdiği bilgiler ve yönlendirmeler” üzerinden bir tür avantaj talep ediyor. Bu başvurunun kabul edilmesi halinde soruşturmanın seyri büyük ölçüde değişebilir, dosya mahkeme öncesinde yeniden şekillenebilir. Tartışmanın merkezinde şu soru yer alıyor: Böcek gerçekten bir ceza indirimi kapsamında sorumluluk kabul edecek mi, yoksa bu süreç yalnızca formel bir süreçten ibaret mi?
Uzmanlara göre, etkin pişmanlık mekanizması Türkiye’de giderek yaygınlaşıyor ve soruşturmaların neredeyse rutin unsuru haline geliyor. Ancak bu yolun seçilmesi, aracılara güçlü pazarlık imkânı sunuyor. Böcek’in başvurusunun ardından, soruşturma dosyasındaki ihale geçmişleri, ödeme kayıtları ve şüpheli firma bağlantıları yeni bir mercekle yeniden değerlendiriliyor. Özellikle “195 milyon lira rüşvet” iddiasıyla adı geçen bazı şirketlerin hareketleri dikkatle inceleniyor.
Hukuk çevrelerinde dikkat çeken diğer husus ise başvurunun kanalının nasıl belirlendiği ve hangi koşullar altında kabul edileceği. Etkin pişmanlıktan faydalanan şahıslar, bilginin “öncelikli ve güvenilir” olması şartıyla cezadan ciddi şekilde indirim alabilme hakkına sahip. Bu bağlamda Böcek’in dosyasında sunulan belgeler, banka kayıtları, HTS analizleri ve firma hesaplarının kapsamı, sürecin kritik unsuru konumunda.
Toplumda tepki de sert. Antalyalı vatandaşlar, yerel yönetimde yaşanan sistematik ihalliğe karşı “temizlik” beklisi içerisine girerken, bazı kesimler ise “etkin pişmanlık pazarlıklaştı mı?” sorusunu gündeme getiriyor. Bu gelişme, yalnızca Antalya yerine ulusal siyaset açısından da sembolik değere sahip.
Süreç önümüzdeki günlerde daha da hızlanabilir; mahkemeden çıkacak ilk kararlar kadar, başvurunun kabul edilip edilmeyeceği de yakından izlenecek. Bu adım, yerel yönetimlerde yolsuzlukla mücadelede yeni bir milat olarak anılabilir.
