Emmanuel Macron’un açıklamasına göre, eğer Rusya‑Ukrayna Savaşı son bulur ve taraflar arasında kalıcı bir barış anlaşması imzalanırsa, Türkiye, İngiltere ve Fransa’dan askerler barış gücü olarak Ukrayna’ya konuşlandırılacak. Bu askerlerin görevi cephe hattında savaşmak değil; savaş sonrası güvenliği sağlamak, eğitim ve istikrar operasyonlarına destek vermek olacak. Propagandanın dozu düşürülecek, kontrol ve güvenlik mekanizmaları devreye girecek; hedef, sivil hayata yeniden düzen getirmek, barışı korumak ve ülkenin yeniden imar sürecini desteklemek olarak açıklanıyor. Yapının, geleneksel ittifak bağlarından ziyade, hükümetler arası bir koalisyon çatısı altında kurulacağı; yaklaşık yirmi ülkenin kara, deniz ve hava unsurlarıyla bu plana katkıda bulunabileceği dile getirildi.
Barış gücünün konuşlanacağı yerler arasında başkent Kiev, stratejik liman kenti Odesa ve ön cephe gerisindeki güvenli bölgeler öncelikli. Bu seçim, hem sivil güvenliğin garanti altına alınmasını hem de çatışma sonrası muhtemel boşlukların doldurulmasını amaçlıyor. Güvenlik ve eğitim faaliyetleriyle ülkede hem sivil huzurun tesisi, hem ordu yeniden yapılanması, hem de toplumsal normların yeniden kurulması hedefleniyor.
Uluslararası aktörlerin bu koalisyon yaklaşımı, sadece Ukrayna özelinde değil, Avrupa’nın genel güvenlik anlayışı ve denge politikası için de kritik bir adım olarak görülüyor. Bu plan, savaşın doğrudan saha şartlarıyla sınırlı kalmayıp, barış sonrası dönemde uzun vadeli bir istikrar mimarisi kurmayı amaçlıyor. Böylece savaş sonrası belirsizliklerin ortadan kaldırılması, yeniden yapılanma sürecinin uluslararası destekle yürütülmesi ve Ukrayna’nın barışçıl bir dönüşüm zemini yakalaması hedefleniyor.
Barış masasının kurulmasıyla birlikte bu askerî varlığın devreye girmesi, hem Ukrayna için hem de Avrupa-Türkiye ekseni için tarihi bir eşik olabilir; çünkü yeni dönem, silah sustuğunda başlayan diplomasi, güvenlik ve yeniden inşa ile şekillenecek gibi görünüyor.
