Kanal İstanbul Sazlıdere Köprüsü Temel Atma Töreni’nde konuşan Binali Yıldırım, kanal projesi üzerinden kamuoyunda olumsuz algı oluşturmak için fırsat kollayanlar olduğunu dile getirdi. Yıldırım, “Biz bunları biliyoruz. Dünyanın en büyük havalimanını yaparken de aynı itirazlar… Gezi olaylarında karşı çıkanlar, ‘Havalimanını yapmayın, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü yapmayın, bu projelerden vazgeçin’ diyerek bize kafa tutmaya çalışmışlar, pazarlık etmeye çalışmışlardır.” ifadelerini kullandı.
“HİZMETTE SİYASET OLMAZ”
Dünyanın en büyük havalimanının Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde yapıldığını kaydeden Yıldırım, şöyle devam etti:
“Ama o karşı çıkanlar, en önce kullanan onlar oldu. Türkiye’de hep öyle olur. Ama sonunda da en önce onlar gider, kullanırlar. Tabii biz hizmeti herkes için yapıyoruz. İnsan için yapıyoruz. Hizmette siyaset olmaz. Bu proje Türkiye’nin projesi değildir, bölgenin projesidir. 3 kıtayı birleştiren dünyanın incisi İstanbul’u emniyete alacak önemli bir projedir. 1930 yılında İstanbul Boğazı’ndan boyu en fazla 120 metre olan, en fazla yılda üç binleri bulan gemiler geçiyordu. Bugün bu sayı 40 binin üzerinde. Gemi boyu 120 metreden 350 metreye kadar çıkmış. Taşınan yüklerin yüzde 10’dan fazlası patlayıcı, doğalgaz ve petrol. Her biri nükleer bomba. Biz diyoruz ki ‘gemilerin Karadeniz’den Akdeniz’e, oradan dünya denizlerine açılması için emniyetli bir su yolu yapalım, İstanbul tarih, kültür şehri, Boğaz da İstanbulluya kalsın.’ Boğaz’ın o güzelliklerini hem denizden hem de karadan hiçbir endişe hissetmeden yaşasın istiyoruz.”
“PROJE HAYATİ ÖNEME SAHİP”
Projenin hayati öneme sahip olduğunu aktaran Binali Yıldırım, “Dünya ticareti artmaya devam ediyor. Bölgemizin 25 trilyon dolarlık ticari hacmi var. 1,5 milyar insan yaşıyor. Dolayısıyla bu bölgede gelecek 5 yılda dahi 5 milyar tonluk yük artışı söz konusu.” dedi.
“MARMARA’DAKİ OKSİJEN AZALMASINI ORTADAN KALDIRACAK”
Boğaz’ın boyutlarını büyütemeyeceklerini de dile getiren Yıldırım, “Günlük 2 bini bulan yerel trafiği, 500 bin insan taşınan Boğaz’ın içinde bulunduğu kaza riskini kamuoyunun takdirine bırakıyorum. Sayın Cumhurbaşkanım bu proje her yönüyle çok önemli bir projedir. Kendi içinde bir fizibilitesi olan, İstanbul güvenliğine katkı sağlayan, hava kirliliğini önceleyecek olan, Karadeniz, Akdeniz’deki akışları hızlandıracak, böylece Marmara’daki oksijen azalmasını da ortadan kaldıracak çok önemli bir proje.” değerlendirmesinde bulundu.
Yıldırım, projeyi bilim adamlarının tartıştığını ve 200’den fazla bilim adamının çevre değerlendirme raporu hazırladığını aktardı.
Bütün ihtimallerin, olumsuzlukların, avantajların, Türkiye’ye kazandırılacak fırsatların değerlendirildiğini ve Montrö’ye de aykırı düşmediğini belirten Yıldırım, proje ile Türkiye Cumhuriyeti’nin egemenliğinde tamamen uluslararası ticarete açık bir su yolu olacağını, etrafındaki yapılaşmasıyla bir yaşam, kültür merkezi ve İstanbul’un zenginlik merkezi haline geleceğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın göreve başladığında ‘7 tepeli İstanbul’a 7 tane muazzam eser yapalım’ şeklinde talimatı olduğunu aktaran Yıldırım, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Onların sonuncusunu Kanal İstanbul ile tamamladık. Neydi bunlar, Avrasya dedik yaptık, hizmete aldık, Marmaray dedik yaptık, Yavuz Sultan Selim Köprüsü hizmete girdi. İstanbul-Ankara hızlı treni hizmete girdi. İstanbul-İzmir Otoyolu ve Osmangazi Köprüsü yapıldı hizmete girdi. Dünyanın en büyük havalimanı İstanbul Havalimanı hizmete girdi. Ve 7. olarak da Türkiye projesi, bölgenin projesi Kanal İstanbul inşallah bugün Nakkaş ve Sazlıdere arasında, TEM ile Kuzey Marmara arasındaki 45 kilometrelik otoyolu birleştiren kanal üzerinden geçecek Sazlıdere Köprüsüyle ‘bismillah’ dedik, projeye de başlamış olduk. Türkiye’miz, İstanbul’umuz, milletimiz için hayırlı olsun. Şu bilinmelidir bu projeyle en az 10 bin kişi iş aş sahibi olacak. Bu da 40 bin insanın ekmek kapısı demek. İşletmede de aynısı devam edecek.”