1. Haberler
  2. SAĞLIK
  3. Cilt sorunlarının gösterdiği hastalıklar

Cilt sorunlarının gösterdiği hastalıklar

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Cilt hastalığı olan bir kişiyle karşılaşan her doktor önce bunun sadece dermatolojik olarak mı yoksa bir iç hastalığın tezahürü mü olduğu sorusuna cevap arar.

Cildin vücudun yansıması olarak adlandırılması boşuna değildir. Bazı durumlarda, iç hastalığın bir belirteci olarak görev görür ve döküntü, kuruluk ve kızarıklık gibi lezyonların karakteristik özelliği birçok hastalığın erken belirtisi olabilir.

Bu nedenle, dermatolojik hastalıkların yapısını ve nedenlerini belirleyebilmek önemlidir.

İşin zor kısmı, tüm cilt problemlerinin bir sistem veya organ sorunuyla ilişkili olmamasıdır. Bu nedenle, örneğin piyoderma gibi bulaşıcı cilt hastalıkları kendi başlarına ilerleyebilir ve bir iç hastalığa neden olabilir.

Rosacea gibi akne ve akne benzeri hastalıklar da kendi başlarına var olabilir veya sindirim sistemi sorunlarıyla kötüleşebilir. Buna karşılık, vitiligo (cilt bölgelerinde melaninin kaybolduğu bir pigmentasyon bozukluğu) kalıtsal bir yatkınlık nedeniyle ortaya çıkabilir veya tiroid fonksiyon bozukluğuyla ortaya çıkabilir.

Bu tür birçok örnek vardır, bu nedenle cilt probleminin tam olarak arkasında ne olduğunu anlamak için zamanında bir dermatoloğa danışmak önemlidir.

LEZYONLARIN DOĞRU TEŞHİSİ ÖNEMLİ

Cilt değişiklikleri, özellikle büyük olanlar, iç hastalıkları, ilişkili komplikasyonları veya tedavinin yan etkilerini gösterebilecek ciddi bir çağrıdır. Bu tür işaretler, zamanında harekete geçmenizi ve erken teşhis ile ciddi sonuçları önlemenizi sağlar. Bu amaçla lezyonların doğru teşhisi ve değerlendirilmesi önemlidir.

Buradaki en önemli şey, cildin kapsamlı ve eksiksiz bir muayenesidir. Muayenenin ilk aşamasında, doktor cilt lezyonunun özelliklerini ve yerini belirlemeli ve ardından dağılımını değerlendirmelidir. Böyle bir muayenenin sonucunda, genellikle bir iç hastalığı erken aşamada tanımlamayı mümkün kılan çeşitli semptomlar ortaya çıkar. Bu, tedaviye mümkün olduğunca erken başlamanıza izin verecektir.

Ciltte ortaya çıkan belirtilerin en yaygın nedenleri üç ana gruba ayrılabilir:

– Sindirim sistemi hastalıkları

– Besin eksiklikleri

– Endokrin bezleri hastalıkları

SİNDİRİM SİSTEMİ HASTALIKLARI

Cilt ve sindirim sistemi birbirine bağlı organlardır, bu nedenle birindeki patolojik süreçler diğerinin çalışmasını etkiler. Cilt sorunları genellikle sindirim hastalıklarının ilk belirtileridir.

Pyoderma gangrenozum, iltihaplı bağırsak hastalıklarına işaret edebilir. Klasik ülseratif piyoderma gangrenozumun iki aşaması vardır; ülseratif ve epitelizasyon aşaması. Ülseratif evre, kırmızı kenarlı, kırmızımsı – mor kenarlı, hızla ilerleyen bir yaradır. Lezyonlara sıklıkla, özellikle hızlı ilerleme ile birlikte şiddetli ağrı eşlik eder. Karaciğer boyutunda patolojik bir artış ve karaciğer yağlanmasına işaret edebilir. Cildin açık bölgelerinde (eller, yüz, boyun, kulaklar) şeffaf içeriklerle dolu, çapı 10 mm’ye kadar olan kaşıntılı kabarcıklar görülür. En ufak bir yaralanmada cilt yaralanır.

Eritema nodozum, Crohn hastalığı veya kolit gibi inflamatuar bağırsak hastalıklarının bir belirtisi olabilir. Eritem ile ağrılı, kırmızı veya mor renkli deri altı nodüllerinin ortaya çıkmasıyla birlikte deri altı yağının iltihaplanması meydana gelir

Erüptif ksantomlar, kandaki yüksek trigliserit (özellikle kötü kolesterol) düzeylerini gösterebilir. Görsel olarak, ksantomlar kızarık cilt üzerinde kırmızı-sarı papüller olarak ortaya çıkar.

Hemokromatoz, karaciğer sirozu belirtisi olabilir. Hemokromatoz ile tırnaklardaki mavi hilal şeklindeki izler dahil olmak üzere vücutta koyu hiperpigmentasyon meydana gelir.

Dirsek eklemlerinin kuru ve pigmentli olması, biliyer diskinezi, yani safra çıkışının ihlali belirtisi olabilir.

İyi bilinen Helicobacter pylori bakterisi tarafından tetiklenen mide ve duodenumun gastrit ve peptik ülseri, aşağıdaki cilt hastalıklarına neden olabilir:

– Derinin ilerleyici gerginlik ve sertleşme ile karakterize olduğu skleroderma,

– Akne,

– İdiyopatik ürtiker,

– Parlak kırmızı ve pembe lekeler.

Ek olarak, Helicobacter pylori enfeksiyonu atopik dermatit ve prurigo ile de ilişkilidir. Kaşıntı ile ciltte kabuklu papüller oluşur. Bu tür lezyonlar vücudun ekstansör yüzeylerinde simetrik döküntüler olarak ortaya çıkar ve çölyak hastalığının yani glüten intoleransının bir belirtisi olabilir.

BESİN EKSİKLİKLERİ

Yağda çözünen vitaminlerin eksikliği ile aşağıdaki sorunlar ortaya çıkar:

A vitamini eksikliği, foliküler hiperkeratoza, uyluk ve omuz derisinin ekstansör yüzeyinde tüylerin nüfuz ettiği papüllerin görünümüne neden olur.

Bebeklerde ve çocuklarda D vitamini eksikliği kötü mineli dişlere neden olur. Yetişkinlerde diş çürümesine zemin hazırlar.

K vitamini eksikliği kanın pıhtılaşmasını etkiler, kanamaya, kanamanın geç durmasına, kendiliğinden morarmaya neden olur.

Düşük D vitamini seviyesi ile atopik dermatit ve sedef hastalığının alevlenmesi ile çocuklarda bulaşıcı cilt hastalığı, molluscum contagiosum arasındaki ilişki de kanıtlanmıştır. Bununla birlikte ciltte, ilk başta küçük (2-4 mm) yarım küre şeklindeki vücut papülleri olan ve cildin yüzeyinin biraz üzerinde yükselen enfeksiyonlar da ortaya çıkabilir. Çevredeki cilde kıyasla hafifçe parlayabilir veya daha pembe renkte görünebilirler. Bazen papüller ince bir sap gibi büyür. Lezyonlar büyüdükçe 1 cm çapa ulaşırlar ve merkezlerinde hafif bir çöküntü görünümünde olurlar. Bu çöküntüden basıldığında beyazımsı akıntılar serbest bırakılır.

Suda çözünen vitamin eksikliği ile genellikle aşağıdaki cilt rahatsızlıkları teşhis edilir:

B2 vitamini eksikliği şunlara yol açar:

– Koyu kırmızı eritem (ciltte kızarıklık)

– Stomatit

– Cildin uzun süreli soyulması

– Seboreik dermatit

B3 vitamini eksikliği şunlara yol açar:

– Cildin ışığa duyarlılığı ile karakterize edilen pellagra

– Dudakların kırmızı kenarının iltihabı

– Glossit (dil iltihabı)

B6 vitamini eksikliği şunlara yol açar:

– Sarı pullarla kırmızımsı lekelerle karakterize seboreik dermatit benzeri döküntüler

– Glossit

B9 ve B12 vitamini eksikliği şunlara yol açar:

– Saçın depigmentasyonu (renk kaybı)

– Ellerin, tırnakların, yüzün kıvrım yerlerinde cildin hiperpigmentasyonu (yaygın ve simetrik)

C vitamini eksikliği şunlara yol açar:

– İskorbüte neden olur. Diş etlerinin şişmesi ve mor lezyonlar ortaya çıkar. Etkilenen bölge deri altı kanamaya eğilimlidir.

Biotin eksikliği şunlara yol açar:

– Perioral dermatit, çoğunlukla ağız çevresinde küçük sivilce döküntülerinin meydana geldiği kronik tekrarlayan bir hastalıktır.

– Saç büyümesinin olmadığı alanlar ile karakterize edilen genetik olmayan alopesi.

– İntertrigo, yani cilt kıvrımlarının bakteriyel veya mikotik (mantar) lezyonları. Bu hastalık, kaşıntı, ağrı, koku ve kızarıklık ile karakterizedir.

ENDOKRİN BEZLERİ HASTALIKLARI

Pankreas sorunları olanlar ve diyabetli hastalar şunları yaşayabilir:

– Acanthosis nigricans, cilt lekelenmesi esas olarak koltuk altında meydana gelir, siyaha kadar şiddetli hiperpigmentasyon yaşanır.

– Lipoid nekrobiyoz; klasik lipoid nekrobiyozdaki deri lezyonları, 1 ila 3 mm arasında değişen, aktif, daha yoğun sınırlara ve mumsu merkezlere sahip, genişleyen, iyi tanımlanmış papüller olarak başlar.

– Skleroderma; cildin sertleşmesi.

Tiroid hastalığı olanlar şunları yaşayabilir:

– Hem hipotiroidizm hem de hipertiroidizm saçları, tırnakları ve cildi etkiler.

Polikistik over sendromu durumunda şunlar ortaya çıkabilir:

– Hiperandrojenizm (kadınlarda androjen yani erkeklik hormonlarının yapımının artış göstermesi)

– Akne vulgaris (özellikle ergenlik ile başlayan yüz, göğüs ve sırt kısmında ortaya çıkan sivilce ve siyah noktalar)

– Androgenetik alopesi (patolojik saç dökülmesi, incelmesi veya tamamen kaybı)

– Akantozis nigrikans (Kasık, koltuk altı, boyun ve/veya diğer deri kıvrımlarında ortaya çıkan, deride kalınlaşmış koyu renkte yamalar şeklinde görülen bir cilt hastalığı)

Çoğu durumda kişi cilt probleminin bariz olduğunu düşünür, örneğin, sivilcelerin aşırı tatlı yeme ile ilişkili olduğuna karar verir. Bu nedenle, internetten kontrol ederek, cilt durumunun ağırlaşmasına ve onu kışkırtan iç hastalığın daha da gelişmesine yol açabilecek bilinçsiz ilaç tedavisine başlar. Ancak bu ciddi tehlikelere yol açabilir. Bu nedenle mutlaka bir dermatoloğa danışılmalıdır.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir