Gazeteci-yazar Deniz Zeyrek, son köşe yazısında Türkiye’nin önde gelen tekstilcilerinden Abdullah Kiğılı’ya sert ifadelerle yüklendi. Ekonomiye dair yaptığı son açıklamalarda “bizi büyük bir felaket bekliyor” diyen Kiğılı’nın, geçmişte iktidara verdiği destekle çelişen bu sözleri büyük tepki çekti. Zeyrek, Kiğılı’ya doğrudan seslenerek “Vicdanınız rahat mı Sayın Kiğılı?” sorusunu yöneltti.
Zeyrek’in eleştirilerinin odağında, Abdullah Kiğılı’nın yıllar içinde kamuoyuna verdiği farklı mesajlar var. 2020 yılında ekonomik gidişatla ilgili yaptığı uyarılardan kısa bir süre sonra iktidarı öven demeçler veren Kiğılı, daha sonra tekrar ekonomik krizden ve iş dünyasının içinde bulunduğu zorluklardan söz etmeye başladı. Bu tutarsız yaklaşım, Zeyrek’e göre yalnızca kişisel bir duruş meselesi değil; aynı zamanda tüm sektörün yaşadığı sıkıntıların göz göre göre gelmesine neden olan bir tavır.
Yazısında açık bir dille konuşan Deniz Zeyrek, Abdullah Kiğılı’nın iktidarın ekonomi politikalarını uzun süre sorgulamadan desteklemesinin, özellikle tekstil sektöründe çalışan binlerce emekçiyi ve üreticiyi zor durumda bıraktığını savundu. Ekonomik dengelerin bozulduğu, enflasyonun tırmandığı ve döviz kurlarının dalgalandığı bu süreçte, iş dünyasının sesini daha önce çıkarmaması eleştiri konusu oldu.
Zeyrek’e göre, bugün yüksek sesle felaket uyarıları yapanların, geçmişteki suskunluklarının ve siyasi yakınlıklarının da hesabını vermesi gerekiyor. “O gün konuşsaydınız, belki bu günleri yaşamayacaktık” diyerek tepki gösteren Zeyrek, Abdullah Kiğılı’ya yönelik şu soruyu öne çıkardı: “Vicdanınız rahat mı?”
Gazeteciliğin görevinin yalnızca olayları aktarmak değil, aynı zamanda geçmişle bugünü birlikte değerlendirerek kamuoyunun hafızasını taze tutmak olduğunu vurgulayan Zeyrek, bu yazısıyla iş dünyasının çifte standardına sert bir ayna tuttu.
Bu çıkış, hem ekonomi çevrelerinde hem de kamuoyunda geniş yankı buldu. İş dünyasının önde gelen isimlerinden gelen sessiz ya da çelişkili açıklamalar, giderek artan ekonomik baskılar altında daha fazla sorgulanmaya başlandı. Deniz Zeyrek’in yazısı, bu sorgulamanın fitilini yeniden ateşledi.
