Türkiye’de kişisel verilerin korunması ve özel hayatın gizliliği konusunda dikkat çekici bir karar, evlenen bir çiftin düğün fotoğrafları üzerinden alındı. Bir fotoğrafçı, çektiği düğün fotoğraflarını çiftin izni olmadan albüm hâlinde hazırlayıp kendi işletmesinde gelen müşterilere örnek olarak gösterince hukuki süreç başladı. Çift, kendilerinin rızası dışında paylaşılan bu fotoğraflar nedeniyle şikâyetçi oldu ve konu Yargıtay’a kadar taşındı.
İlk yargılama aşamasında fotoğrafçı, özel hayatı ihlal suçlamasından beraat etti ancak karar temyiz edildi. Dosya Yargıtay’a ulaştığında, yüksek mahkeme fotoğrafların izinsiz paylaşılmasının Türk Ceza Kanunu’nda yer alan “kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme ve ele geçirme” suçunu oluşturduğuna hükmetti. Böylece fotoğrafçı hakkında 1 yıl 8 ay hapis cezası verildiği kesinleşti.
Kararda özellikle düğün fotoğraflarının kişisel veri niteliği taşıdığı ve bu fotoğrafların üçüncü kişilerle paylaşılması için kişilerin açık rızasının alınması gerektiği vurgulandı. Çiftin albümlerinin işletmede müşteri çekmek amacıyla kullanılması, mahkeme tarafından hukuka aykırı veri paylaşımı olarak değerlendirildi.
Bu hüküm, düğün ve fotoğrafçılık sektöründe önemli bir dönüm noktası olarak kabul ediliyor. Artık stüdyoların, örnek albüm ya da referans çalışma olarak kullandıkları gerçek çift fotoğrafları için açık izin almadan böyle bir uygulama yapması hukuki ve cezai sonuçlar doğurabilecek. Aynı zamanda özel hayatın sınırlarının ticari faaliyet içinde dahi korunması gerektiği yeniden altı çizilerek ortaya kondu.
Sonuç olarak Yargıtay kararı, bireylerin özel anlarına ait görüntülerinin yalnızca kendilerine ait olduğunu ve bu görüntülerin ticari amaçlarla kullanılması halinde ciddi yaptırımların uygulanabileceğini göstermesi bakımından büyük önem taşıyor. Bu durum hem vatandaşı koruyan hem de sektör profesyonellerinin sorumluluğunu hatırlatan emsal değerinde bir karar olarak tarihe geçti.
