CHP İstanbul İl Başkanlığı’nda yaşanan kayyum krizi giderek derinleşiyor. Mahkeme kararıyla geçici yönetim kuruluna dahil edilen ve kamuoyunda “kayyum” olarak anılan Gürsel Tekin, bugün dikkat çeken bir adım attı. Tekin, görevine resmi olarak başlayabilmesi için mahkemeye başvurarak kararın kendisine de tebliğ edilmesini talep etti.
Avukatı Barış Demirkuş aracılığıyla İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne verilen dilekçede, 2 Eylül’de alınan ara kararın bir örneğinin kendilerine ulaştırılması gerektiği vurgulandı. Dilekçede, Anayasa’nın 138. maddesi hatırlatılarak, mahkeme kararlarının derhal uygulanması gerektiği, aksi takdirde seçme-seçilme hakkının ve siyasi süreçlerin zedeleneceği belirtildi.
Tekin’in bu hamlesi, İstanbul örgütünde ve genel siyasette büyük yankı uyandırdı. Parti binası önünde günlerdir süren protestolar ve milletvekillerinin “kayyum nöbeti” ile birlikte değerlendirildiğinde, CHP’nin İstanbul’daki iç krizinin daha da sertleşeceği yorumları yapılıyor.
Gürsel Tekin ise yaptığı açıklamada, “Biz kayyum değiliz, çağrı heyetiyiz. Amacımız partideki hukuksuzluğu gidermek” ifadelerini kullandı. Ancak parti içindeki bazı isimler, bu durumu doğrudan demokrasiye müdahale olarak yorumluyor. Bu da CHP içinde derin bir bölünmeye işaret ediyor.
Polis eşliğinde il binasına gelmesiyle birlikte Tekin yoğun protestolarla karşılanmış, bina çevresinde barikatlar kurulmuş ve gerginlik yaşanmıştı. Şimdi ise Tekin’in mahkeme yoluyla yaptığı başvuru, hem hukuki sürecin hızlanmasına hem de siyasi tansiyonun daha da artmasına neden olacak gibi görünüyor.
Önümüzdeki günlerde mahkemenin Tekin’in talebine nasıl yanıt vereceği ve CHP İstanbul İl Başkanlığı’ndaki kriz sürecinin nasıl şekilleneceği merakla bekleniyor.
