KADIKÖY, İSTANBUL (İHA) – Kadıköy‘de meyhanenin içindeki ayazma kilisesi dünyada ilk olma özelliğini taşıyor
Kadıköy’de meyhanenin içindeki kilise böyle görüntülendi
İSTANBUL – İstanbul Kadıköy’de bir meyhanenin içinde bulunan küçük kilise ve Rum ayazması görenleri hayretler içerisinde bırakıyor. 1924’te balıkçılar tarafından keşfedilen kilise ve Aya Ekaterini Ayazması’nda dini faaliyetler hala devam ederken, yerli ve yabancı birçok Turist de ziyaret ediyor.
Kadıköy Moda kıyısında 1924’te Rum balıkçılar tarafından keşfedilen ve bir kaya deliğinden fışkıran suyun, kutsal olduğuna inanılan tarihi ayazma bugün bir meyhanenin içinde yer alıyor. Aya Ekaterini ismiyle anılan ayazmanın üzerindeki bina 1934-35 yıllarında yıkılarak, yerine lokanta yapılmak üzere yeni bir bina inşa ediliyor ve tarihi ayazma korunuyor. Küçük bir kilise olan Aya Ekaterini’ye demir bir kapıdan giriliyor. İki beton basamak indikten sonra sağa doğru birkaç basamak daha bulunuyor. Kapının karşısındaki duvarda ise gümüş işlemeli bir Aya Ekaterini ikonası gelenleri karşılıyor.
“Dünyada ilk olma özelliğini taşıyor”
Dünyanın pek çok kentinde Aya Ekaterini’nin adını taşıyan kiliseler, ayazmalar bulunuyor. Türkiye’de ise sadece bir tek Moda Burnu’ndaki Aya Ekaterini Ayazması bu adı taşıyor. Ayazma’nın dünyada “tek” sayılmasını sağlayan en önemli özelliği ise bir meyhanenin ortasında olması, Rum kilisesine girebilmek, mum dikebilmek, rahibin duasını dinleyebilmek için meyhanenin içinden geçmek gerekiyor. ya da tam tersi, meyhanenin bahçe masalarına oturmak için ayazmanın yanından geçmek gerekiyor. Öte yandan şifalı olduğuna inanılan ayazma suyu ziyaretçiler tarafından hastalıklara iyi geldiği söyleniyor.
Lokanta işletmecisi Halil İbrahim Egemen, “Burayı 1985 yılında Rumlar’dan devraldık. 36 yıldır bu müessesenin işletmeciliğini yapıyoruz. Biz devraldığımızda kilise ve ayazma vardı, biz onların bıraktığı bu mirası dokunmadan bozmadan sahip çıkmaya çalışıyoruz. Kilisenin ve ayazmanın temizliğini Bahariyedeki kiliseler yapıyordu. Biz kimse mağdur olmasın temizliğini yaparak sahip çıkıyoruz. Kiliseye her Pazartesi günü papaz gelir, İnsanlar önünde kuyruk oluşturur, okutmak isteyenler okutur, mum yakmak isteyenler mum yakar. Bende çok kez şahit oldum kiliseye gelen insanların yüzde 90 muvaffak olmuşlardır” diye konuştu.
“3’üncü kuşak olarak geleneği devam ettiriyoruz”
Lokanta işletmecisi Halil İbrahim Egemen konuşmasının devamında, “Buradaki tarihi ayazmanın suyunun şifalı olduğuna inanılıyor. Bizde şişelileri hazır ediyoruz. Gelen insanlar su götürüyorlar, hastalığı olan, derdi olan insanlar kullanıyor. Biz devraldığımızda bilmiyorduk, meyhanenin altında bir kilise olarak ilk biz varız. Müessesesinin kuruluşu 1928 yılında kurulmuş, biz işletenler olarak 3’üncü kuşağıyız. 1954’te ölümüne kadar Moda Park Lokantası’nın işletmesini Koço Bey, ölümünden sonra 1985 yılına kadar lokantayı, Gökçeadalı Atanaş Cano ile Stelyo Mavro işletti. Onlarda sonra 36 yıldır 3’üncü kuşak olarak biz işletiyoruz” diye konuştu.