Akgül, TİSVA 2020 İsraf Raporu’na ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) raporuna göre, her yıl yaklaşık 1 trilyon dolarlık gıdanın tüketicilere henüz ulaşmadan kaybedildiğini söyledi.
Dünya genelinde tarımsal kayıplar dahil çöpe giden ve israf olan gıda miktarının yıllık 1,3 milyar ton olduğunu aktaran Akgül, “Bu miktar, tüm Sahraaltı Afrika bölgesinde üretilen yiyecek miktarına denktir. Aynı zamanda dünyada her gün 8 kişiden biri aç uyumakta ve 20 binden fazla çocuk açlık ve yetersiz beslenmeden hayatını kaybetmektedir. Günümüzde küresel ölçekte kaybedilen veya israf edilen yiyeceklerin yalnızca dörtte biri kurtarılabilse dünyadaki 821 milyon aç insan doyurulabilecektir.” ifadelerini kullandı.
“Küresel gıda kayıp ve israfının 1 trilyon dolar olduğu tahmin edilmekte”
Prof. Dr. Aziz Akgül, gıda kayıplarının, sosyal ve ekonomik doğrudan etkileri kadar doğal kaynakların şiddetli biçimde tükenmesine ve olumsuz çevresel etkiye de yol açtığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
“2050 yılında yaklaşık olarak beslenecek 9,1 milyar insanın olacağı hesaplanmaktadır. Bu sebeple küresel gıda üretiminin artırılması ve adil dağılımının sağlanması konusu, üzerinde uzlaşılan küresel bir meseledir. Bununla birlikte gıda üretiminin artırılması toprağın verimliliği, erozyon, temiz su kaynakları ve biyoçeşitlilik üzerinde olumsuz etkilere yol açabilmektedir.
Gelişmekte olan ülkelerdeki gıda kayıplarının yüzde 95’i, besin tedarik zincirinin erken aşamalarında istenmeden oluşan kayıplardır. Gelişmekte olan ekonomiler ve bu ülkelerde yaşayanlar, çok büyük oranda tarıma ve canlı hayvana bağımlıdır. Dünya Bankası’na göre de gelişmekte olan ülkelerde gıda sektörünün GSMH’ye katkısı yüzde 30’a kadar çıkabilmektedir. Güney Asya’da, Afrika’da ve Doğu Asya’da, nüfusun yüzde 70’e varan oranları kırsal kesimde yaşamaktadır. Parasal açıdan ifade edilirse, küresel gıda kayıp ve israfının 1 trilyon dolar olduğu tahmin edilmektedir ve bu miktarın üçte biri gelişmekte olan ülkelerde kaybedilmektedir.”
“İnsanlık koronavirüse karşı gösterdiği hassasiyeti açlık için de göstermek zorunda”
TİSVA Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Akgül, kuruluşların koronavirüs küresel salgınının, iklim değişikliği konusunun gıda güvenliği için ne kadar önemli olduğunun sadece bir habercisi olduğuna ilişkin uyarılarda bulunduğunu aktardı.
Akgül, devamla şu değerlendirmelerde bulundu: “2020, kaydedilen en sıcak yıllardan biri olmuştur. Afrikalı çiftçiler, zorlu iklim şartlarında ekinlerini yok eden zararlı böceklerdeki artışla karşı karşıya kalmışlardır. Kaliforniya’daki orman yangınlarından ve Etiyopya’daki çekirge saldırılarından, İtalya’da ve Myanmar’daki karantina kararları yüzünden artan işsizlik, iklim değişikliği ve koronavirüs salgını 2020 yılında milyonları açlığa sürükleyerek gıda üretiminde aksaklıklara yol açmıştır. Bazı küresel vakıf yetkilileri tarafından verilen demeçlerde, hem koronavirüs salgını hem de zor hava şartları, dünyanın birçok yerinde çatışmaları ve yoksullukla bağlantılı kırılgan şartları kötüleştirdiği için durumun önümüzdeki yıl daha da kötüye gidebileceğinden korkulduğu kaydedilmiştir. Dünyada her gün yaklaşık 27 bin kişi açlıktan ölüyor. İnsanlık, koronavirüs küresel salgınına karşı gösterdiği hassasiyeti açlık için de göstermek zorunda ve merhametli olmalıyız.”
Gıda israfında saklama ve kullanımın önemi
Prof. Dr. Aziz Akgül, açlık ve yoksullukla mücadelenin en önemli cephesinin “israfla mücadele cephesi” olduğunu belirterek, “Türkiye’de her yıl 26 milyon ton gıda israf ediliyor. Dünya genelinde de 1,3 milyar ton gıda israf ediliyor ve dünya genelinde 840 milyon kişi açlık sınırında yaşıyor. Dünya koronavirüs küresel salgınıyla savaşırken, gıda güvensizliği 2 milyardan fazla insanı etkilemekte, yaklaşık 690 milyon insan açlığa sürüklenmektedir. Koronavirüs salgını yüzünden bu rakama 132 milyon insanın da dahil olduğu tahmin edilmektedir. FAO yetkililerine göre, gelecekteki gıda sistemlerimizin, doğal kaynakları ve biyoçeşitliliği koruyup iklim değişikliği gibi zorluklarla mücadele ederken, herkes için uygun fiyatlı ve sağlıklı yeme biçimleri sağlaması gerekmektedir.” şeklinde konuştu.
Gıda israfında saklama ve kullanımın önemine dikkati çeken Akgül, şunları kaydetti:
“İhtiyaçtan fazla gıda ürünü alınmamalı, gıda ürünleri mutlaka iyi saklanmalı, uzun süreli saklama amaçlanıyorsa derin dondurucu ve poşet kullanılmalıdır. Ekmek dilimlenerek tüketilmeli, kuruyan ekmekler israf edilmemeli, içinde az miktarda su kaynayan tencerenin üzerine yerleştirilen süzgeç üstüne konularak tüketilmeli, bayatlayan ekmekler galeta unu veya kurutulmuş ekmek içi şeklinde çeşitli yemek, pasta ve tatlı yapımında kullanılmalıdır. Toplu tüketim yerleri olan hastane, yatılı okul, askeri birlik ve öğrenci yemekhanelerinde ekmek israfı önleme planları oluşturulması ve hayata geçirilmesi, üretimin talebe göre planlanması, raf ömrü uzun, kaliteli ekmek üretilmesi, ekmeklerin fırında veya satış yerinde uygun koşullarda saklanması sağlanmalıdır. Toplu yemek tüketim yerlerinde ekmeğin dilimlenmiş veya küçük yuvarlak ekmek olarak verilmesi, self servis tezgahlarında ekmeğin baş tarafta değil, yemeklerden sonra yer alması sağlanmalıdır.”