Ünlü pop sanatçısı Zeynep Bastık, yoğun konser maratonu devam ederken sahne aldığı etkinlikte yaşanan bir olayla gündeme geldi. Hayranlar arasında yapılan lazer ışığı uygulaması karşısında sabrını yitiren Bastık, sahnede sesini yükselterek duruma tepki gösterdi. Konsere gelen biri ya da birkaç kişi, sanatçının yüzüne lazer tutması sonrası Bastık’ın “Hep böyle kibar değilim. Ben bir kedi değilim ve bana lazer tutamazsın” diyerek sert bir uyarıda bulunması, sosyal medyada kısa sürede gündem haline geldi.
Etkinlik sırasında yaşanan bu olay, konserin atmosferini geçici olarak değiştirdi. Bastık’ın sahne üzerindeki canlı performansı ve izleyiciyle kurduğu bağlantı, lazer uygulamasıyla kesintiye uğradı. Sanatçının sahnede hemen “O lazeri kim tutuyorsa bırakmasını rica ediyorum” çağrısında bulunması ve ardından “Halk yanımda, çok teşekkürler” diyerek izleyicilerle birlikte olması, izleyici desteğini yanına aldı. Bankette bulunan seyircinin alkışları, Bastık’ın bu tutumunun arkasında bir çoğunluk sağladığını gösterdi.
Bu tür olaylar, sahne sanatçıları için sadece bireysel rahatsızlık değil, sahne güvenliği ve profesyonel disiplin açısından da önemli bir uyarı niteliği taşıyor. Lazer ışığı ya da benzeri cihazlarla sahneyi ve sanatçıyı hedef alacak hareketlerin, performansı kesmeye ve sanatçının konsantrasyonunu bozmasına yol açabileceği uzmanlar tarafından ifade ediliyor. Bastık’ın duruma müdahil olması, sanatçının sahne üzerindeki psikolojik hazırlığı ve izleyiciyle kurduğu güçlü bağ açısından da dikkat çekici bulundu.
Sahne sonrası Bastık’ın sosyal medya hesabından takipçilerine yönelik paylaşımlar yapması ise hem sevenleriyle duygusal bağı tazeledi hem de olayın ardından “güvenli sahne” gerekliliğini gündeme taşıdı. Konser dünyasında teknolojik cihazların kullanımının kontrolü, izleyici davranışları ve organizasyon güvenliği gibi konular bu olayla yeniden tartışılmaya başlandı.
Özellikle genç dinleyiciler arasında lazer ışığı tutma gibi uygulamaların “kısa süreli eğlence” olarak algılanabileceği ancak sahne açısından ciddi bir zarar doğurabileceği yorumları yapılıyor. Ayrıca bastık’ın bu tepkiyi açık şekilde sahnede dile getirmesi, sanatçı-izleyici ilişkisine dair bilinç seviyesinin de yükseldiğini gösterdi.
Zeynep Bastık’ın sahnesinde yaşanan bu dakikalar, sadece bir konsere ait anekdot olarak kalmayacak gibi görünüyor. Bu olay, sahne sanatçılarının güvenliği, izleyici hareketleri ve sahne-izleyici etkileşiminin sınırları gibi konularda geniş bir tartışmanın kapısını araladı. Bu bağlamda izleyicilerin sorumluluğu, sanatçı-performans dünyasında daha fazla görünür hale geldi.
