1. Haberler
  2. KÜLTÜR SANAT
  3. Atıf Yılmaz filmleriyle beyazperdede buluşma şansı

Atıf Yılmaz filmleriyle beyazperdede buluşma şansı

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Nil Kural – Bu yıl çevrimiçi olarak başlayan, 18 Haziran’dan beri salonlara da dönen 40. İstanbul Film Festivali, Türk sinemasının gelmiş geçmiş en büyük ustalarından Atıf Yılmaz’ın bambaşka dönemlerinden iki filminin restore edilmiş kopyalarını perdede gösteriyor. İlki 1965 tarihli “Taçsız Kral”. İkincisi ise bir Atıf Yılmaz klasiği olan 1986 yapımı “Asiye Nasıl Kurtulur”. Bu vesileyle konuştuğumuz Atıf Yılmaz’ın eşi, usta oyuncu Deniz Türkali, bu iki film hakkındaki izlenimlerini paylaştı.

Senaryosunu diğer bir ustanın Safa Önal’ın kaleme aldığı “Taçsız Kral”, futbolun unutulmaz isimlerinden Metin Oktay’ın kendisini canlandırdığı bir biyografi. Diğer rollerde Gönül Yazar, Erol Taş ve Ajda Pekkan’ın da yer aldığı film, Oktay’ın İzmir’den Galatasaray’da gol krallığına ve İtalya’ya uzanan yolculuğundan bir Yeşilçam melodramı yaratıyor. Filmi, Deniz Türkali, babası Vedat Türkali ile olan diyalogla hatırlıyor: “’Taçsız Kral’ tabii popüler bir film. O dönemde seyretmiştim. Babamın (Vedat Türkali) hiç ilgisi yok elbette. ‘Kimdir bu Metin Oktay? Film iş yapar mı?’ dediğinde, ‘Tabii, Türkiye’nin en önemli insanı’ demiştim de babam çok gülmüştü.”

Neden ben oynamadım!

Atıf Yılmaz’ın geniş filmografisinde “Taçsız Kral”dan yaklaşık 20 yıl sonra gelen “Asiye Nasıl Kurtulur” ise üzerinden geçen zamana rağmen hem Yılmaz sinemasının köşe taşlarından biri olarak kaldı, hem de Türkiye’de yapılmış kadın filmlerinin… Vasıf Öngören’in önemli oyununun, 1974 tarihli ve Nejat Saydam yönetmenliğindeki uyarlamasının ardından gelen ikinci çevrimi. Film, genelevde çalışan Asiye ve onu kurtarması için mektup yazdığı Fuhuşla Mücadele Derneği Başkanı Seniye üzerinden oyun içinde oyun şeklinde ilerleyen bir yapıya sahip. Türkali; filmin Atıf Yılmaz ile Barış Pirhasan işbirliğinin sonucu, “Adı Vasfiye”, “Aaahh Belinda” ve “Asiye Nasıl Kurtulur” diye sıralanan üç önemli filmden biri olduğunu ifade ediyor: “Yılmaz, ‘Asiye Nasıl Kurtulur’da farklı ve ilginç bir sinema dili kullandı. Oyunculuklar çok çok iyidir, Müjde (Ar), Hümeyra, Ali Poyrazoğlu… Müzikler, danslar çok güzeldir. Tabii önemli bir konuya da parmak basıyor. ‘Asiye Nasıl Kurtulur’ hâlâ çok geçerli bir film bence. İlk seyrettiğimde çok çok beğenmiştim, kıskanmıştım, ben niye oynamamışım diye… “

Türkali, Atıf Yılmaz’ın Yeşilçam’dan 1980’lerdeki, feminist hareket ve kimlik politikaları açısından hâlâ güncel kalan filmlerine uzanan  yolunu, sosyal yapıya duyduğu meraka bağlıyor: “Yılmaz, son derece meraklı, çağına çok bakan, ülkesindeki sosyal hareketleri takip eden birisi olduğu için sineması bunu saklamak, değiştirmek, buna katkıda bulunmak, gözlemlemek gibi bir bakış açısına sahip. Her zaman farklı konular ve arayış içinde bir sinemacıydı, son nefesine kadar.”

Benim varlığımın katkısı oldu

Deniz Türkali, “Asiye Nasıl Kurtulur”un da aralarında olduğu 1980 sonrası kadın filmlerinin feminist hareketle bağını şöyle açıklıyor: “Türkiye’de feminist hareket yükseliyordu. Benim ve arkadaşlarımın da içinde olduğu bir hareketti. Yılmaz’ın da ilgisini çekiyordu. Benim varlığım, dolayısıyla evde bu konuların sürekli tartışılması, sinemasında etkili oldu.”

Uzun süredir sinemada izleyiciyle buluşamayan bu iki filmin restore edilmiş olarak beyazperdede gösterilecek olmasıyla ilgili ise Türkali, “’Asiye Nasıl Kurtulur’da çok sevdiğim bir filmi tekrar seyredeceğim. İtiraf edeyim, ‘Taçsız Kral’ı çok uzun zaman önce gördüm ve hayal meyal hatırlıyorum ve çok merak ediyorum” diyor.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir